Einstein, İkinci Dünya Savaşı’nı yaşamış, göç etmiş, bilimden hiç kopmamış, dahi özelliklerini işine olan aşkla kullanmış biridir. Kütle ile enerji ilişkisi ve fotoelektrik etki gibi birçok teori kanıtlamıştır. Nükleer silahların tehlikesi hakkında uyarılar yapmıştır. Üç yüzden fazla makale yayınlamıştır…
Bu adam bir kızını kaybetmiş, bir oğlu ise genç yaşta şizofreni olmuştur. İkinci eşini Amerika’da hastalıktan kaybetmiştir. Kendisi için “fizikçi olmasam, müzisyen olurdum çünkü günümü müzik gibi yaşıyorum” demiştir. Önce liberal sonra sosyalist sonra da demokratik küresel hükümet fikrini savunmuştur.
1955 yılında iç kanamadan ölmeden önce ameliyatı reddetmiş ve “yapay şekilde hayatı uzatmak hiç hoş değil, yapacağımı yaptım ve zamanım geldi, bırakın zarifçe olsun” diyecek büyüklüğü göstermiştir.
Nükleer fizikçi Oppenheimer arkasından “neredeyse hiç sofistike ve tamamen dünyasızlık vardı. Onda, bir zamanlar çocuksu ve derin inatçı olan her zaman harika bir saflık vardı” demiştir. Bu adam ölüm karyolasında “insanoğlu hayatın teferruatlarını kafasına çok takmış” diyerek tüm dünyaya ders niteliğinde bir söz bırakmıştır. Bundan önce ise “her şeyi anlamaya çalıştım ama tek aşk/sevgi enerjisini çözemedim” demiştir. Bunu fark etmesi bile farkındalığının ne kadar yüksek olduğunu gösteren ve bir o kadar da öz eleştiri ile ne kadar beyhude olduğumuzu hatırlatan bir söz…
Bu hikayeden Einstein’ın bilim insanı olarak ne kadar ileri bir dahi olması yanında dünyasızlık ve saflık bilincinin de buna paralel nedenli gelişmiş olduğunu rahatlıkla anlayabiliyoruz. Adam farkındalığını o kadar artırmış ki tüm bilimsel buluşlarına rağmen dünyanın manasızlığını belki de evreni düşünerek içselleştirebilmeyi başarmış üstün bir hal içinde olmuştur.
Dünyamız ne yazık ki bu seviyedeki insanlardan çok fazlasına ev sahipliği yapmıyor. Tam teslimiyeti varken aynı zamanda uygarlık için buluşlar yapan ve insanlığın evrimine katkı koyan böylesi bir adamın sevgi enerjisini de izah etmeden göçmüş olmasına kızmak çok mu nankörce olur! Öyle olursa sorabileceğimiz başka kim var…
Dr. Bilinç Dolmacı
Comments