Herkes haklıysa sorun kimde?
- COMDOC
- 18 Nis
- 1 dakikada okunur

Son zamanlarda hepimiz bir şeylerden şikayetçiyiz. İş yerinde, toplumsal düzende, ilişkilerimizde, ülke gündeminde… Herkes konuşuyor, herkes bir şekilde haklı olduğunu savunuyor. Ama ilginçtir, herkesin haklı olduğu yerde, bir şekilde hiçbir şey çözülemiyor.
Aslında bu durum oldukça tanıdık. Bir sorun olduğunda taraflara ayrı ayrı sorsak, büyük ihtimalle hepsi mantıklı ve geçerli gerekçeler sunar. Çünkü herkesin yaşadığı kendi gerçeği vardır. Bu da onları kendi perspektiflerinden “haklı” yapar. Ama işte tam bu noktada durup düşünmeliyiz. Eğer herkes haklıysa, neden çözüm üretilemiyor? Daha önemlisi, haklı olmak, çözüm bulmaya yetiyor mu?
Bize öğretilen şey genelde “haklıysan zaten kazandın” olmuştur. Ama artık biliyoruz ki, sadece haklı olmak yetmiyor. Çözüm, karşılıklı anlayıştan geçiyor.
Bu noktada “orta yol” ya da daha doğru deyişle “üçüncü yol” ihtiyacı ortaya çıkar. Bu yol ne tamamen birinin dediği ne de sadece ötekinin bakış açısı olamaz. Bu yolun temeli ise şu iki basit ilkede gizli: Senin için ne işe yarar? Benim için ne zarar vermez?
Bu sorularla yola çıkarsak müzakere başlar. Bu yaklaşım, sadece çözüm bulmak için değil, ilişkileri onarmak, toplumsal tansiyonu düşürmek ve farklılıklarla bir arada yaşayabilmek için de kritiktir. Dilemmadan kurtulmak için alternatif yaratmanın gerekliliğini geçmiş yazılarda izah etmiştik.
Unutulmamalıdır ki küçük adımlar büyük dönüşümler yaratır. Haklı olmaktan çok, birlikte çözüm aramayı seçersek, gerçek ilerleme başlar.
Dr. Bilinç Dolmacı
Comments