Özel sektör şirketlerinin birinci önceliği herkesin bildiği gibi azami kar yapmaktır. Büyük, küçük veya Kobi olsun olmasın bu genel gaye her şirkette ortaktır ve işin kurulma sebeplerinin başında gelir. Bu doğal amaç için birçok proses ve emek yanında kaynaklar da kullanılmayı gerektirir. Klasik ekonomideki anlayış bir üretim için yer, sermaye, emek ve teknoloji unsurlarını temel alsa da günümüz dünyasında yerin yerini internet, teknolojinin yerini çevrimiçi ortamlar almakta, sermaye gerektirmeyen iş şekilleri gelişmekte ve iş için gerekli emek yoğunluğu da azalmaktadır. Bu durum kar maksimizasyonunu daha çekici hale getiren iş çeşitleri yaratmaktadır.
Ancak, esas konumuza gelecek olursak, gerek klasik anlayışta gerekse yenilikçi ortamda yürütülen işlerde gelir gider üzerinden kar hesapları yapılmakta ve buna göre kararlar öncelikli olarak alınmaktadır. Bu gayet doğaldır ve yapılması da gereklidir. Ancak bazen bazı şirketlerdeki performans değerlendirmesinde kafa karışıklıkları olduğunu görmekteyiz. Örneğin, Muhasebeci mali raporları kar ve ödenecek vergi ile sunarken patron ama şirkette para yok, kar nerede diyebilmektedir.
Bu durumu teknik olarak yorumlarsak, en ön plana çıkan sorun Gelir Gider Tablosu ve Kar ile Nakit Akışı arasındaki uyumsuzluktur. Çoğu şirket elde mevcut yekûn nakiti ve/veya hazırda var olan banka finansmanı ile ödemeler, alışlar vs. yapmakta ve belirli bir oranda ciro geliri sağladığı için hayatını idame ediyor görünmektedir. Bu durum esasında ayakta olan ama içten hastalığı olan bir kişi gibidir. Yani, iskelet ve anatomi ayaktadır ancak kan akışı sağlıklı değildir ve bu durum çoğu zaman dışarıdan görülememektedir. Tabi ki bu durumun giderlerde kayıt dışılık, kayıtsız nakit kullanımı, kayıtsız komisyonlar vs. gibi farklı sebepleri de olabileceğini not etmekte fayda vardır ve nihai kanıya bir analiz sonucu varılabilir.
Bu noktada, üçüncü taraf mali uzmanların ve danışmanların katkısı ile yukarıda verilen aşamalardaki sorunlar tespit edilebilmekte, netleştirilerek iyileştirmeler sağlanabilmektedir. Hastalığın tedavisi için cerrahi müdahale gerekli ise yapılmalı veya zamana bağlı tedaviler ile iyileşmeler sağlanmalıdır. Dolayısıyla, her şirket Kar’ın takibi yanında Nakit akışının takibini de yapmalı, karar alırken eldeki verilere göre objektif ve kollektif akıl ile kararlar verilmeye çalışılmalıdır. Böylelikle doğruya yakın kararlar ile sağlıklı bir hayat idame edilmesi sağlanabilir. Herkes karlı ve bol nakitli günler dilerim.
Dr. Bilinç Dolmacı
Comments