Bir dönem adından bahsettiren bir olguyu tekrar hatırlamakta fayda var. İşletme körlüğü bir şirket için gizli tehlikelerin başında geliyor. Çünkü böylesi bir durumda kalan bir kurum kısır bir verimlilik döngüsüne girme tehdidi yaşar. Yani, kendisi bile farkında olmadan çalışanlarının alışılagelmiş çalışma şekli ve ortamı ile devamlılığını benimser ve bu da normal görünür.
Halbuki, belirli bir işte belirli bir süre sonra ortaya çıkan çalışma şekli ve ortamı esasında öğrenilmiş deneyimlerin birikimi olması yanında kendisini yaratanların da eseridir. Bu durum gerek üst yönetimin gerekse diğer çalışan gruplarının çerçeve dışında düşünmesini bastıran bir psikoloji yaratır. Yani, kurulan düzene hâkimiyet, düzenin çalışmasını sağlamak ve kendi aralarında yeterli iletişimi olan çalışanlar bir şirket için tatminkâr görülebilir. Bu kendi aralarında uyumlu 11 kişiden oluşan iyi bir futbol takımı gibi de yorumlanabilir. Ancak sıkça sorulan soru, takım niye güzel oyun yanında galibiyetler ve bol goller atamıyor?
Çünkü, bazı aşamalarda bazı şeyler gözden kaçar durumda kalmaya başlamıştır. Yani geçen zaman ve değişen şartlara göre yeni farkındalık yaratmak ve yeni düşünce ve fikirlerle takımı diğerlerinden daha da üstün yapmak gerekmektedir. Dünyada hiçbir şeyin sabit kalmadığı ve sürekli evrildiğini de unutmamak gerekir. Konu bağlamda çok basit bir örnek olarak; uzun yıllar bir ofiste yamuk duran bir eşyanın zaman içerisinde artık kimse tarafından fark edilmediği ve bunun bir nevi normal kabul edildiği durumlar işletme körlüğüdür. Şirket dışından bir yabancı gelerek bu eşya neden yamuk diye soruncaya kadar farkındalık gelişmeyebilir. İşte günümüzde marifet, bu körlük tuzağını düşmeden verilen çerçeve dışında düşünebilme yetimizi kullanmaktır. Fark yaratan, sürdürülebilir gelişim sağlayan ve rekabet üstünlüğüne götüren yol budur.
Dr. Bilinç Dolmacı
Comments