Kapsam dışı kalmak hayatımızda karşımıza ya mobil şebeke ya da bir görev tanımlanırken çıkmaktadır. Günümüz dünyasında sektörler ve konular o kadar iç içe geçmiştir ki neyin kapsamda olup neyin olmayacağı adeta karışmaktadır.
Bir şirket toplantısı tüm bölümlerin katılımı ve hatta şirket dışı iş ilişkileri olanların da katkısı ile yapılırken adeta konsey toplantısına dönüşmekte ve uzun saatlerde net karar alamamaya kadar uzamaktadır. Bunun temel nedeni sofistike ve karmaşık hale gelen hayat ve iş ilişkileri yanında farklılaşan beklentilerdir. Hal böyle iken marka ve pazarlama faaliyetleri basitleşme (simplicity) ve yalınlaşmaya geri dönmeye çalışıyor...
Insanoğlu kendi içinde ikilem yaşıyor, farklılaşma ve gelişmeye karşın basit, fani, kısa yaşam gerçeği kafaları zorlamaktadır. Neyin kapsamda olup olmadığı belli olmuyor. Bu durumda sistem yaklaşımı ve sürekli iyileştirme felsefesine geri dönmek gerekir sanırım. Prosesleri iyi tanımlanmış, görev yetki ve delegasyon ile raporlama mekaniği iyi oluşmuş bir kurum büyük oranda saatin çarkları gibi çalışırken hangi konuda stratejik ve politik konsey toplantısı yapacağını daha iyi bilmektedir. Hangi aşamadaki kapsamın ne olacağı netleşmektedir. Böylelikle birçok karmaşık proses sistem içerisinde işlerken insanlar da kafaları daha net, etkin ve verimli bir şekilde ve basitleşmiş bir iş yaşamı yaşıyor. Sistem liderliğini başarmak daha çok katkı koyacaktır.
Tabi ki söylemesi kolay! Ancak, bu yaklaşımlara güvenerek bir kurum felsefesi ve kültürü oluşturan kurumların çok daha sürdürülebilir ve çalışan memnuniyeti yüksek organizmalar olduğu da açık. Dolayısıyla, işe olduğu kadar işin yönetimine de odaklanmak ve bütünün faydasını yakalamak için bakış açımızı değişmek gerekmektedir. Bakış açısı değişirse kapsam netleşecek ve diğer unsurlar arkasından gelecektir.
Dr. Bilinç Dolmacı
Comments