top of page

Küçük işletmelerde Kurumsallaşma Değil Yaratıcılık Daha Önemlidir


Uzun yıllardır tartışma konusu olan kurumsallaşma kavramı günümüzde hem kamu hem de özel sektörde popüler olarak kullanılan bir yaklaşımdır, ancak çoğu zaman uygulamada soyut kalmaktadır.


Genelde kabulde kurumsallaşma, bireylerden bağımsız sistem, tanımlı ve sürekli iyileştirilen prosesler ve temel fonksiyonları (satış, muhasebe, depolama, raporlama vs.) oturmuş bir kurum olarak algılanabilir. Veriye dayalı karar alma süreci ve temel düzeyde insan kaynakları tesis edilmesi de bu tanıma eklenebilir. Bunlar zaten olması gerekenlerdir ve sektöre bağlı nüans dışında genel olarak kabul görmektedir.


Ancak, bir işletmenin günümüzdeki bekası sadece kurumsal bir yapıya bürünmesi ile ilgili değil aynı zamanda Yaratıcılık ile daha yakından ilgilidir. Bu bağlamda, küçük işletmelerin artan rekabet ortamında ve hızlı bir şekilde değişmekte olan dünya şartlarında işlerini geliştirerek devam edebilir olmaları bu işletmelerin Yaratıcılık kabiliyetine bağlı olmaktadır ve günümüzde bu durum daha da büyük öneme sahiptir. Yaratıcılık konusunu daha detaylı şekilde ayrı bir yazıda ele alacağım. Bu aşamada vurgulamak istenen, Rakiplerin ürün ve hizmetlerine hızlı cevap ve alternatif yaratma, satın alma ve ticarette yaratıcı formüller geliştirme, pazarlamada yaratıcı uygulamalar ve iletişim çalışmaları yapma, insan kaynaklarının motivasyonu için yaratıcı araçlar geliştirme ve farklılaşma için genel anlamda bir inovasyon tümüyle işletmenin yaratıcılık kabiliyeti ile ilgilidir ve mevcut yapının kurumsallaşmasından çok daha kritiktir.


Kurumsallaşma alanında farklı sektörlerde birçok çalışma yapmış ve bunun gerekliliğine inan biri olarak çoğu zaman rekabet-kurumsallaşma-ürün tartışmaları arasında Yaratıcılık kavramının gözden kaçırıldığını ve bunun da esas iş modeli için yıkıcı sonuçlar doğurabileceğini gözlemlemekteyim. Başka bir deyişle, ağaçların sağlığı ve düzeni ile uğraşırken ormanın ülkedeki durumunu gözden kaçırma gibi bir benzetme yapılabilir. Bu yazıda vurgulanmak istenen ana fikir tüm yönetim sistemi ve yaklaşımlarının eşgüdüm ve entegre bir şekilde süreç yaklaşımı ile ele alınması gerektiğini vurgulamaktır. Özellikle küçük işletmeler ve Kobiler’de belirli bir alanda çalışma yapılırken bir kısım ağaca gerektiğinden fazla odaklanma ve ormanının genelini gözden kaçırmalar olabilir. Bu durum, uzaktan yaklaşan bir yangın dumanı olması ve ağaca bakarken bunun dikkate alınmaması halinde olabilecekler boyutuna kadar uzanabilir ve geçmişte bu tür örnekler yaşanmıştır.


Küçük işletmelerde uygulanmak istenen farklı yönetim sistemi yaklaşımları; Kalite Yönetimi, Gıda Güvenliği Sistemi, Yetenek Yönetimi, Stratejik Planlama, Performans Yönetimi, Finans Yönetimi, vb. gibi, ilacın vücuda doğru dozajda verilmesi gerektiği gibi hassas bir uygulamadır ve ölçek küçüldükçe dozaj ayarının önemi artmaktadır. Dolayısıyla, gereken iyileşme gerektiği kadar uygulamalarla aşama aşama sağlanmalı - ancak esas olan iş modeli ve ürünün gelecekteki konumu ve rekabet işletmede bütünüyle Yaratıcılık kavramının uygulanması ile sürdürülebilirlik sağlanmalı ve vücudun genel sağlığı her durumda korunmalıdır. Aksi takdirde ne bugün elde edilen satış cirosu, ne kar, ne çalışan sayısı, ne de

Pazar payı gibi veriler 6 hatta belki de 3 ay sonra mana ifade etmez halde kalabilir.

Sonuç olarak, iş yapış şekilleri, ürünler ve pazarlar günümüz dünyasında karmaşıklaştıkça iş modeli, yönetimi ve geleceği de aynı oranda karmaşıklaşmaya devam etmektedir. Önemli olan kurumsallaşmanın temelini elden bırakmadan sağlıklı ve aynı zamanda Yaratıcılığı da artırarak yola devam etmektir. Herkese sağlıklı ve yaratıcı günler dinlerim.


Dr. Bilinç Dolmacı


29 görüntüleme

Comments


Hero image.png

Blog
İş İçin İçgörüler

bottom of page