Motivasyon unsuru İnsan Kaynakları konusunun en zor ve karmaşık hal alan bölümlerinden biri olmuştur. Özellikle Z kuşağından sonra İnsan Kaynakları motivasyonu, genellikle "dijital yerliler" ve "amaç odaklı" çalışanlar olarak anılan bu kuşağın benzersiz bakış açılarını, değerlerini ve ihtiyaçlarını anlamayı içerir. Z ve sonrası kuşağın sahip olduğu algıları iyi bilip anlamak empati yapmaya yardımcı olur. Maaş, prim, fayda gibi klasik araçların bu kuşağın motivasyonunda fazla etkisi olmadığı görülür. Farklı dünya görüşü ve psikolojik algılar için farklı ihtiyaçlar meydana çıkmaktadır.
İK liderlerinin Z kuşağı çalışanlarını motive etmek ve katılımlarını sağlamak için kullanabileceği stratejilerden bazıları şunlardır; kişisel hedefleri ve tutkularıyla uyumlu, açık ve ilgi çekici bir misyon ve vizyon yaratmak. Bu aşamada tutku ve heyecanı canlı tutmak önemlidir. Ayrıca, çalışma saatleri, konum ve tarz açısından esneklik ve özerklik sunulması ve ilaveten modern teknoloji araçları ve platformları da sağlanmalıdır. Esneklikle beraber hız ve verimlilik kritik rol oynar. İnsan faktörü unutulmadan çeşitlilik, katılım, işbirliği ve geri bildirim kültürünü teşvik etmenin yanı sıra zihinsel sağlık ve esenliğe öncelik vermek de gerekecektir.
Bu açıdan diğer önemli bir motivasyon faktörü ise sürekli öğrenme, büyüme ve gelişme için fırsatlar sağlamak ve harcanan zamandan ziyade sonuçları ödüllendirmek olmalıdır. Z kuşağı çalışanların farklı tercihlerine ve beklentilerine uyum sağlamak için onlara hibrit çalışma formatları seçeneği sunmak da faydalı olur.
Yapay zeka ve teknoloji ile insan gücüne bağlı kaynaklarda değişim olacağı kaçınılmazdır. Ancak, yaratıcılık, gelişim, oto kontrol ve sosyoekonomik açıdan ekonomilerin insan gücüne ihtiyacı her dönem olacaktır. Yeni nesli iyi anlayarak yeni şartlara uyumlu araçlarla çalışma şekillerine kafa yormak önümüzde duran zorluklardan biridir ve hassas bir konudur. Kafa yormaktan ve yeni yöntemlere açık olmaktan korkmamalıyız! Aksi takdirde bugünkü korkumuz ileride işimizin geleceği açısından daha büyük endişelere dönüşebilir.
Dr. Bilinç Dolmacı
Comments