Çoğu patron veya en üst düzey yöneticiler şirketlerde profesyonel bilgisi dahilinde elinden gelen sistemi oluşturmak ve hedeflere ulaşarak başarılı olmak ister. Bu doğal arzunun motivasyonu ile şirketlerin performanslarına da katkı koyarlar. Kurumsallaşmış şirketlerde veriye dayalı kararlar ve düzgün hiyerarşik yapı işlerine odaklanmalarını sağlar ve kurum kültürü oluşmasını da destekler.
Ancak, tüm bunlar yerli yerinde olmasına rağmen bu pozisyondaki yöneticilerin şirket performansı için personelinden şikâyetçi olabildiğini her gün gözlemleyebiliyoruz. O halde yanlış nerede olabilir?
Bu noktada Delegasyon devreye giriyor. Üst düzey yöneticilerin yetki ve sorumluluk dağıtımı ile iş akışlarına uygun hiyerarşik yapıyı oluşturması ve yönetmesi beklenendir. Ama bu sırada bilerek veya bilmeyerek alt düzey personel ile doğrudan iletişim ve ilişki kurması tüm yapıyı tehdit eder. Çok hassas bir husus olan İnsan Kaynakları konseptinde mikro-yönetim yapılması oluşmuş kurumsal yapı için el bombasıdır!
İnsan karakteri, tecrübesi ve davranışları farklılık gösterebilir, ancak kabul edilen organizasyon şemasındaki hiyerarşiyi farklı nedenlerle bozmak kimsenin ayrıcalıklı hakkı olmamalıdır, çünkü böylesi bir durum zaten kendi performanslarına da olumsuz etkiler oluşturabilecektir. Genel Müdür’ün fabrikadaki işçiyle doğrudan ilişki kurması veya işini nasıl yapması gerektiği hakkında vereceği demeç, Şefi, Teknik Müdürü, Genel Müdür Yardımcısı’nı oldukça zor duruma sokan, demotive eden ve yetkilerdeki otoriteyi de sarsan bir davranış olur. Yönetsel açıdan da doğru bir yaklaşım değildir.
Yöneticilerin yakın kontrol ve idareden kaçınması da çalışanlar için motivasyon yaratır. Her çalışan tanımlanmış görev ve hedefleri dahilinde otonomi kullanmak ister. Yöneticiler bir lider olarak hedeflere, politikalara ve başarı kriterlerine göre izleme ve değerlendirmeye katkı koyarak çalışanlarını yönlendirici ve geliştirici bir rol üstlenmelidir.
Dolayısıyla, yetki ve sorumluluk delegasyonu yapılması ve işlerin ehil insanlara delege edilmesiyle uygulamada bu sisteme güvenmek, zaman tanımak ve hedefler ile performans göstergeleri üzerinden raporlama yoluyla kontrol sağlanması kurumsal bir şirkette olması gereken yapıdır. Aksi takdirde patronlar veya üst düzey yöneticiler kendilerini sebebini dahi bilmedikleri sorunlar ve karışıklıklarla boğuşur bulur ve esas odaklanmaları gereken stratejik konulardan uzaklaşırlar.
Son olarak, işin konusunu iyi bilin, sistemi iyi kurun, ehil insanlara yetki verin ve performansı raporlama ile denetleyerek yönlendiriniz.
Dr. Bilinç Dolmacı
Comments