Gün geçtikçe kendimizi problem çözmek ile meşgul bir dünyada buluyoruz. Önceleri, hayatımızın bir kısmını problem çözmek, öteki kısmını yeni bir şeyler bulmak ve kalan kısmını da eğlenmek/dinlenmek için harcıyoruz sanmıştık. Ancak ilerleyen yıllar içerisinde anlaşılıyor ki diğer iki kısmı da aslında hayatımızın problem çözme çabasından oluşuyor.
Bu aşamada ilk akla gelen Karl Popper, “hayat problem çözmektir” demiş. Somut bir sorunun çözümü ile uğraşırken bu mevhum daha açık algılanabilir, ancak yeni bir şeyler bulmak ile uğraşırken aslında başka var olan soruna yeni bir çözüm için uğraştığımızın farkına varmayabiliriz. Uyurken bile bedenimizin farklı biyolojik ihtiyaçlarına bağlı sorunları giderir durumdayız. Yani biz uyuduğumuzu düşünürken aslında bedenimiz bazı sorunları çözmek ile uğraşır.
Ekonomik alanda bir ihtiyaca bağlı ürün sunan sektörler her zaman avantajlı konumda olmuştur. Algılanan sorunu çözmek için sunulan ürünlere talep her zaman vardır. Aç olmak sorununu gıda ile, para sorununu çalışmak ile, ulaşım sorununu araçlar ile vs. çözmeye çalışırız. Diğer yandan algılamadığımız bir soruna yönelik sunulan çözümü ise yenilik olarak yorumlayabiliriz ancak, bu durum da esasında sorunu çözmek içindir. Örneğin, cep telefonunun icadı bile zamanında ve öncesinde akılda olmayan bir ihtiyaca bağlı sorunu çözmek için değil sadece yenilik için yapıldığı yanılsamasına yol açar. Halbuki geçen zaman esasında bunun mobil iletişim sorununu çözen bir araç olduğunu bize kabul ettirir.
Dolayısıyla, her ne yaparsak yapalım bu çaba aslında bir sorun çözme uğraşıdır. Dünyadaki hayat ve mücadelesinin sorun çözmekten çok sorun yaratmaya daha çok kayıdığını görüp üzülüyoruz. Halbuki tümden her şeyin bir sorun çözme çabası olduğunu düşünmek algımızın kapsamını büyütür.
Ne olduğunu daha anlayamadığımız bu evren ve kuralları, çabalarımızın bilmediğimiz sorunları çözmek için olduğunu yansıtan bir ayna gibi karşımıza çıkacaktır. Bu açıdan, eylemlerimizin ne amaçladığı yanında olası hangi sorunu çözmeye de yardımcı olacağını düşünmek ufkumuzu daha da açan bir yaklaşım olabilir.
Dr. Bilinç Dolmacı
Kommentare