Tarih

Tarihi okumak insanda enteresan hisler ve düşünceler doğurur. Bugünkü koşulların oluşmasının sebeplerini öğrenmek, geçmiş tecrübelerin yansımalarını yorumlayabilmek ve kronolojik akışa sahip olabilmek için tarihi bilmemiz gerekir.

Tarih esasında bir bilim alanı gibi ele alınmalı, yani olabildiğince objektif ve neden sonuç ilişkilerinin analizini de içeren bir şekilde sunulmalıdır. Böylelikle geçmişin olaylarını ve olgularını kavramak gelecekteki insanlar için daha kolay olur. Bunun için uzmanların psikolojik, politik vb. diğer tercihlerinin etkisi altında kalmadan bizlere bir tarih dokümantasyonu bırakması önemlidir.

Burada yapılacak en kritik hata, bugünkü durumda geçmişi değerlendirmek olur. Her olay kendi tarihinin şartlarında yorumlanmalıdır. Yoksa, örneğin “mağara adamı da ne cahilmiş, mağarada yaşarmış” demek gibi absürt bir yorum yapmış oluruz... Diğer husus ise “tarihte hep böyle olmuştur” diyerek prensipte kabullenmedir. Ben bu görüşe statik olduğu için çok katılmam ama tecrübeyle genel kabul görmüş doğruları da ret etmem. Tarih’ten ders çıkarmak gelecekteki kararlara da katkı koyar, geniş bakış açısı olmasını sağlar.

Tarih tekerrürden mi ibarettir? İnsan unsuru ve evrimi, dünya tarihine göre ve bizim zaman algımıza göre çok yavaş olduğundan bize bazı olayların tekerrür ettiği algısını yansıtır. İnsan, farklı zamanlarda benzer tutumları ve refleksleri gösterebilir, bu doğal bir olgudur. Ancak, zamanı ve ilerlemeyi geri alamayız, dolayısıyla tekerrüre takılı kalmamayı başarmak da insanın elindedir! Önemli olan var olan kapasitemizi daha iyisi için kullanmak olmalıdır.

Tarihi okuyunuz, anlamaya çalışınız. Farklı kaynaklarla geniş bakış açısına sahip olunuz. Ders çıkarınız, bilgili olunuz. Ama en önemlisi takılı kalmadan kendi aklınızı kullanarak ileriye dönük yenilikçi kararlar alınız.

Hayat bir tecrübedir!

Dr. Bilinç Dolmacı