Çevre konusu gerek mühendislik gerekse diğer teknik uzmanlık alanlarıyla gelişmekte olan bir bilim alanıdır ve uzun yıllar içerisinde tarım veya orman otoritelerinden ayrışarak kendi başına bir konu olmuş, devlet kurumlarında ve politikalarında da ayrı bir kavram olarak yerini almıştır.
Çevre koruma, atık yönetme, geri dönüşüm, emisyon kontrolü, kirlilik, vs. gibi birçok alt konuyu içermekte ve her an yaşanmakta olan bir süreçtir. Yani sanayideki bir fabrikayı akşam kapatıp yarın sabah işe tekrar bakarız veya şu işin e-postasını yarın atarız diyebileceğimiz bir sektör değil, insan yaşamının her anını etkileyen bir unsurdur. Yolda yürürken, araba sürerken, uyurken çevreden izole olmak imkansızdır. Dolayısıyla çevre esasında her an içinde bulunduğumuz durumun ta kendisidir ve sağlıktan güzel sanatlara kadar yaşam alanımız etki altına almaktadır.
Peki bu denli önemli ve hayatımızla iç içe olan Çevre konusunda ne yapıyoruz?
Konunun uzmanı olmamakla birlikte yönetsel olarak gözlemlerim; öncelikle çevre kirliliğini önleyici kurallar ve cezaların akla geldiğidir. Ancak bunların vatandaşların ve işletmelerin davranışları üzerinde ne kadar etkili olduğu tartışmalıdır. İkinci olarak atık yönetimi gelmektedir. Yani evsel veya kurumsal atıkların nasıl toplanıp ayrıştırılacağı ve transfer edileceği konularıdır ki yerel yönetimlerin ana faaliyet alanlarındandır. Üçüncü olarak atıkların bertarafı veya geri dönüşümü yer alır. Bu aşama çok kritiktir, çünkü ilk iki aşamada yapmaya çalıştıklarımızın amacı bu aşamadaki işlemdir. Metal, tahta, kağıt, yeşil atık, yağ vs. gibi atıkların geri dönüşümü ve dönüşüm sonucu ortaya çıkan ürünlerin tekrar halkın kullanımına sunulması çok etkili fayda sağlamakta, çevrenin korunması yanında ürünlerin ekonomik olarak değerlendirilmesini de sağlamaktadır. Örneğin, bahçeden çıkan yeşil atığın doğal süreçte etkileşimle Kompost haline dönüşmesi ve verimlilik için toprakta tekrar kullanımı hem doğal hem ekonomik hem de çevreyi koruyucu bir süreçtir. Dördüncü olarak geri dönüşümü zor atıkların yakılma vb. yöntemlerle gaz ve enerji formlarına dönüştürülmesi ve tekrar kullanılması akla gelenlerdendir.
Gelişmiş ülkeler bu konularda kapsamlı mevzuat yapıp günlük yaşamda uygulanması sağlamakta ve denetim için etkin önlemler ve yüksek cezalar uygulamaktadırlar. En akıllı yaratılanlar olarak biz insanlar yaratıldığımız çevreye duyduğumuz hassasiyet ve önem oranında daha sağlıklı bir gelecek yaşayabiliriz. Aksi, zaten logaritmik artan çevre sorunları ile bir hüsran olur.
Çevre biziz ve çevre bir sektör değil, yaşamımızdır.
Dr. Bilinç Dolmacı
Comentários